31 Mart 2008 Pazartesi

Gündelik Haller

Bugunlerde vaktimiz genelde evde geciyor, oglusun uyku düzeni malesef yine bozuldugu için gece yatmaz gündüz kalkmaz bir haldeyiz :) e bize de paşanın uykusunu beklemek düşüyor. Dün gece biraz daha vakitlice - vakitlice dediğim saat 11 :) - yattığı için ben de ertesi sabah gelecek misafirim icin mutfağa geceyim dedim. Birbucuk saatte 3 sefer uyandık ,mayalı hamuru gide gele ancak bir şekle sokabildim :)

Elimizde cay, kahve ,soda bir seyler ictiğimizi görüyorsa mutlaka elinde bir kaşık icine sokmak ya da tatmak istiyor. Sıcaktan falan korkmuyoruz, azıcık bir yüzümüz ekşiyor o kadar :)

Mama sandalyesinde tam yemege alıstı derken artık sandalyenin tepsisine oturup ayaklarına da koltuguna koyarak yemeyi kesfetti. Sandalye üzerinde bilumum akrobatik hareketleri yapıp annenin yüreğini agzına getiriyoruz :)

Dısarıda yakın mesafelere bebek arabasını kullanmadan yürüyerek gidip geliyoruz ,cok hosuna gidiyor. Yalnız saga sola bakmaktan 10 dk lık yol yarım saatte ancak alınabiliyor :)

Elektrik süpürgesi en yakın arkadasımız ,bu toz yığınına bayılıyor. Saatlerce oynayabilir ,elinden zor alıyorum. Oyuncak olanı da var sanırım ama bu yastaki bir bebegin ilgisini ceker mi acaba? Bir de aslı hemen yan odadaysa :)

Kayda değer bir ayrıntı : babanın sehirdısında oldugu gün evde sıkılınca anneyle basbasa Güllüogluna takıldık :) Garson abileri pek sevdi :)

Midem biraz bozulmus da:)

22 Mart 2008 Cumartesi

Neredeydik

Yaklasık bir haftadır ananemizdeydik, babamız yurtdısında oldugu için bize de buyuk bir zevkle oraya gitmek düstü :) cocuklar kalabalık ortamları seviyorlar anneye yükleri azalıyor. Annemler Degirmenderede oturuyorlar, bilenler bilir İzmitte bir belde. Buranın cok güzel bir sahilivar. İzmirde okumus İstanbulda oturan biri olarak buradan daha güzel bir sahil şeridi görmemis oldugumu belirtmek isterim :) cok rahat ailece gezebileceginiz bir yer, en güzeli de sahil kenarındaki çay bahçeleri. Büyük kentlerin sahil kenarları ya restorant ya da yalı vs.. evlerle cevrilmis durumda. Degirmenderenin sahili cok dogal, evinizden getirdiginiz birseylerle çay bahcesine oturabilir denize karşı çayınızı yudumlayabilirsiniz.

Kayda değer bir ayrıntı : ilk berber ziyaretimizi yaptık, cok kısa sürdü :) sadece önden uzamıs olan percemlerini kestirdik. Arkadaki kıvırcıklar kaldı.

Biz ordayken teyzemiz de geldi ne iyi oldu :) Betüşü gördük, beraber sahilde gezdik. Güzel bir hafta geçirdik, bakalım babamız bir daha ne zaman şehir dısına çıkar bekliyoruz :)

Sahil 1

Sahil 2

Sahil 3

Dedeler ve torunlar :)
Dayımızın GS li sapkasıyla Betüş ve bizim oglan

Ve dönüs yolundaki bıdık :)

4 Mart 2008 Salı

Haftasonu Emirgan da...

Haftasonu Emirgan Korusuna gittik. Yaklasık 4 yıldır İstanbul da olmamıza ragmen ilk ziyaretimizdi. Cok güzel, ferah bir yermis gercekten, bir de lalerin dikildiği zaman gitmek istiyorum nasipse. Manzara özellikle cok güzeldi , gitmeyenler varsa tavsiye ederim mutlaka. Yalnız sahil yolu cok kalabalık oluyor aklınızda bulunsun :) gidişte biraz da gezme maksatlı sahil yolundan gittik, dönüste cevre yolunu kullandık daha sakindi.


Ahmet Selim paşa giderken trafigin sıkışık oldugu zaman uyudu cok şükür. Koruda arabasıyla gezdi, kendisi yürüdü, kahvaltısını açık havada yaptı. Etrafı seyrederken ağzına ne vermisim, ne kadar vermisim farkında bile degil ,ne gelse yiyor maşallah:) bana da bayagı kolaylık oldu :)

Meraklı bıdık :)



Arabanın içinden çekilen bir fotograf, bir kısmını alabildim sadece.

Bogaza nazır çay...

Süzülmüş Tosun :(

Ahmet Selimi birkac haftadır görmeyen arkadaşlar kilo vermiş diyorlar, ben de eski fotoğraflarını - cok eski degil ,en fazla bir ay öncesi - karıştırdım. Hakikaten tosunum süzülmüş :( biraz boyuna vermiştir inşallah, yemesinde bir değişiklik yok, emmeye de büyük bir zevkle devam ediyoruz :) Ama bu sıralar aşırı hareketli , iyice uykusu gelene kadar oynamak ,birşeylerle oyalanmak istiyor. Enerjisi maksimum seviyeye çıkmış durumda :)

Ahmet Selim ilk doğduğunda adı gibi çok "selim" bir bebekti, çok şükür ilk dönemleri rahat geçirdik, hatta ananesi bu "selim"likten biraz da korkmuş :)) ama şimdi kabak çiçeği gibi açılmış durumdayız :) gezelim, tozalım ,oynayalım oh ne güzel :) Bu akşam gözlerinden uyku akmasına rağmen başını yastığa binbir zahmetle koydu yaramaz. Artık bebeklikten çocukluğa doğru ciddi adımlar atmaya başladık galiba...Eski fotoğraflara bakınca bunu daha iyi anladım ve her anın güzelliğinin ayrı olduğunu ,huzur ve mutluluğun da esasında bunu "farketmek" olduğunu hatırladım..

Lolipop keyfi


Evet Ömercim evdeyim hadi bize oynamaya gel :))


Pek bi mutlu :)


Eski TOSUN günleri anısına :)

Yeni Oyuncaklarımız

Renkli variller

Renkli Kule

Sekilli Kaplumbaga

Internetten sipariş ettiğimiz oyuncaklarımız geleli bayagı oluyor ama biz ancak yükleyebildik :) Gerci iki is günü denen teslimat süresi yaklasık 10 gunu buldu ama olsun, oyuncaklarımızı cok sevdik :) Ahmet Selim ozellikle kuleleri cok sevdi. Ben yapıyorum o büyük bir keyifle yıkıyor. Arada bir kendisi de yapmaya üst üste koymaya calısıyor. Renkli variller de cok guzel, renklerine gore birbirine takmaya calısıyor. Kaplumbagadan pek hoslanmadık ama :) cok ilgisini cekmis degil gibi.
Malesef cocuklarımız apartman aralarında yetistigi icin bizler gibi her zaman toprak, kum ve denizle oynama imkanı bulamıyorlar. Bence en güzel, eglenceli ve egitici oyunlar sokakta oynananlardı. Camurdan yaptıgımız sekiller, ciceklerden yaptıgımız yemekler, piknikler, top oyunları...Gecenlerde TRT 2 de güzel bir belgesel dizi vardı : ismi yanlıs hatırlamıyorsam Camurdan Bebek. Köylerdeki cocukların oyun ve oyuncaklarından bahsediyordu, en ilginci de bir corap ve bir sopadan yapılmıs olan oyuncak at :) Hazır, sterilize ve pahalı oyuncakların cocukların hayal dunyasını daralttıgından bahsediyordu, ben de aynı sekilde düsünüyorum. Zaten cocukların da anne babaların cok severek,begenerek aldıkları oyuncaklara pek aldırdıkları soylenemez ,mesela Ahmet Selim : en sevdigimiz oyuncaklar tabak, çanak, kasık ve pazardan aldıgımız sarı top :))